ORHAN TAYLAN

 

 
 

BİZ NE Mİ YAPIYORUZ?

Son yıllarda önüne gelen, bir merhabadan sonra “piyasa nasıl? diye soruyor. İnsanın tepesini attırıyor. Sanki bizler tefeci, borsacı ya da döviz bürosu falanız! 
Anlatmak güç ki; biz bir yaralıyı sağaltmak için çalışıyoruz. Öldü gitti, rahmet olsun dedikleri resim sanatını; insan uygarlığın yarattığı en güzel sanatlardan birini, yeniden ve yeni anlayışlar üstüne, ayakları üstüne dikmeye çalışıyoruz. 
Biz burada barikatları savunuyoruz. 
Her türlü erdemi; bilgeliği, ustalığı, inceliği parayla ölçmeyi marifet saymış; resim sanatını bile al-satçıların ressamların sırtından voleler vurduğu bir spekülasyon piyasasına indirgemiş; resim sanatının yerine reklam spotçuluğunu çağdaş sanat adıyla yerleştirmeye çalışan neoliberal anlayışa ve onun kültür politikalarına karşı barikatları savunuyoruz. 
Barikat savunucularının bu isten ne kazandığı sorulur mu? 
Madrid kapılarını ya da Stalingrad cephesini savunanlar bu isi kaça yapıyorlardı? Hiçbir avanta yok idiyse, milyonlarca insan salak oldukları için mi bunu yaptılar, yoksa insanlığın yüksek değerleri denen bir şeylerden mi haberdardılar? 
Erdem, artık bilgi yarışmalarında sorulabilecek, antik bir kavrama dönüştürüldü. Tabii gelişkin sanat da öyle. Basınımızdaki sanat haberlerinde, sözgelimi bir müzayedede, sadece en pahalı tablonun adi geçer. Artık bir yapıtta aslolan mükemmellik değil, onun piyasada oluşturulan nakit karşılığıdır. Değer ve fiyat kavramları arasındaki fark bulanıklaştı. Anlaşılabilir olan yalnız fiyat kaldı. 
Gerileme ve çöküş, hiçbir alanda, sürüp giden bir olgu değildir. Sanat ve kültür Kurumlarının özelleştirilmesinin ve bütün Batıda olduğu gibi geleneksel olarak muhalif ve ilerici olan saygın sanatçıların artık holding kapılarında sponsor arama kuyruklarına girmeye zorlanmasının sanat alanının özgül karakteriyle uyuşmazlığı çok geçmeden açığa çıkacak. Sanatçılar, asil muhataplarının al-satçılar, köseleri holdinglerin gölgesinde tutmuş manipülatörler ve onların bilirkişi kılığındaki küratörleri değil de yüzbinlerle sayılacak sanatsever insanlar olduğunu gösterecekler. Elitizmin, gerici ve baskıcı rejimlerin çocuğu olduğu yeniden öğrenilecek. 
Sanat alanının özerkliği ve sanatsever halkla özgür ve demokratik bir ilişki kurmasının nesnel koşulları elbette yeniden kurulacak. O günlere kadar insani olan her şeyin; estetiğin, uyumun, kapsamlılığın ve güzelliğin onurunu korumak için barikatlarda olacağız.

 

Orhan Taylan

 

 
YAZILARI
 
 
 
 
 

 

©2025-ORHAN TAYLAN

Tasarım ve uygulama: Zeycan Alkış